Kayısı

Kayısı

Tarihi kaynaklara göre Türkistan, Orta Asya ve Batı Çin’i içerisine alan çok geniş bir bölgenin kayısının ana vatanı olduğu sanılmaktadır. Günümüzden 5000 yıl gibi çok uzun bir zaman önce kayısı bu bölgede bilinmekte ve tarımı yapılmaktaydı. Büyük İskender’in seferleri sırasında kayısı M.Ö. IV’yy’da Anadolu’ya getirilmiş yetişmesi için uygun iklim ve toprakları Anadolu’da bulunduğundan Anadolu kayısının ikinci vatanı olmuştur. M.Ö. I. Yy’da Roma ve Pers savaşları sırasında Ermeni tüccarlar tarafından önce İtalya’ya sonra da Yunanistan’a götürülmüştür. İtalya ve Yunanistan’dan diğer Avrupa ülkelerine geçişi uzun yıllar almış 13. Yy’da İspanya ve İngiltere, 17. Yy’da da Fransa ve Amerika’ya da götürülmüştür.

Kayısı ülkemizin yerli bitkilerinden olan ve tarihten önceki çağlardan beri tanınmakta bulunan erik meyvesi ile karıştırılarak buna ‘sarı erik’ veya yalnız ‘erik’ adı verilmiştir. Mesela Maraş’ta kayısıya ‘sarı erik’ , Erzincan da ise sadece ‘erik’ denmektedir. Aslında zerdali (Zerd-alu) terimi de sarı erik anlamına gelir. Kayısı dünya üzerinde Asya’da İran, Afganistan ve Türkistan da ; Avrupa da özellikle Akdeniz kıyılarında; Afrika ve Avustralya da ; Güney Amerika da, Arjantin ve Şili de; Amerika da ve Türkiye de geniş ölçüde yetiştirilmektedir.

Kayısı ağacı yarı sıcak ve kurak geçen bölgelerde, dağların bol güneş gören güneye bakan eteklerinde çok iyi yetişmektedir. Kayısı ilkbaharın geç donlarından etkilenmektedirler. Kayısı ağacının gövde ve dalları kış aylarında -35°C kadar düşen soğuklara, çiçekleri ise ıslak olmak şartıyla -1°C kadar düşen ısı derecesine mukavemet edebilmektedir. Bazı yıllar ilkbaharda havalar ılık geçtiğinde tomurcuklar patlamak üzere veya çiçekte iken meydana gelen don olaylarından çok zarar görürler. Kayısı ağaçları ekolojik şartlardan dolayı şiddetli kış ve ilkbahar donlarının tesiriyle çiçek tozlarının zarar gördüğü ve netice itibariyle çok az meyve vermesine sebep olduğu anlaşılmıştır. ilkbahar donlarının çiçek zamanına rastladığı yıllar havaların yağışlı ve şiddetli gitmesinden başka bu mevsimde kurak ve şiddetli rüzgarlar gibi faktörler de mahsulün miktar ve kalitesi üzerinde olumsuz tesir göstermektedir .